17 Ağustos 2014 Pazar

pazartesi sendromunu atlatmak...

bir haftasonu daha geçti geçiyor pazar günü de geçiyor derken aklıma kadıköy geldi uzun zaman olmuştu. kadıköy'de garip bir mutluluk duyuyorum. kalabalığın içinden sessiz sakin sokaklarda kaybolmayı seviyorum. Bahariye'deki kalabalığın içinden gelen farklı müzikleri dinlemeyi, kimseye aldırış etmeden yürümeyi...

Eee bide her geldiğimde mutlaka uğradığım her seferinde kendime küçük bir hediye aldığım farklı güzel hediyeliklerin ev eşyalarının olduğu "the company" uğramadan olmazdı. bu klişeleşmiş durumdan vazgeçemezdim ;) ve yine kendime küçük bir hediye aldım :))
belki prense dönüşür :P

     Bahariye'den sonra sıra Moda sokaklarında kaybolmaya geldi. Sakin sessiz huzurlu... 






        bu sessiz sakin sokaklarda gezerken pozitif enerjimizi depoluyoruz...

ve eve dönüş  vakti geliyorr :( Moda'dan  Caferağa'ya doğru yürüyoruz.. Barlar sokağından aşağıya doğru iniyoruz.  inerken aklıma Kadıköy'e geldiğimde bakmadan geçemediğim 2. el kitap ve dergilerin eski sayılarına satan o küçük dükkana uğruyorum. ve birkaç dergi alıyorum.
                                                                                                                                                         tabiki bu dergiler içinde birbirinden lezzetli tarifler içeren yemek dergileri :) Anlıyacağınız gibi denenmek üzere tarifler beni bekliyor...
 
            ve artık metro'nun yolunu tutuyoruz. Bütün haftanın stresini atmış şekilde pazartesi sendromu bile aklıma gelmiyor o derece huzurluyum ;)
             
              eve gelip  akşam çayımı içtikten sonra bilgisayar başına geçiyor ve paylaşıyorummm =))                



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder