gidersennn

giderse dediklerimiz giderse...

arda kalan bizsek...

jehan barbur'un sesiyle bizde gidiyoruz uzaklara...

beyaz melek pilavı :)

   
      Bu tarif hafif ve yapılışı kolay bir pilav. İşte pirinci daha ne kadar kavurmam gerekiyo sorusuna gerek kalmıyor ;) o yüzden seviceksiniz



malzemeler:
2 su bardağı pirinç
3 su bardağı kaynar su (3\2 et veya tavuk suyu )
125 gr tereyağ (10 yemek kaşığı sıvı yağ)
1 cay kasığı tuz

yapılışı:
bu pilavı yapmaya başlamadan 1-2 saat önce pirinci sıcak suyla ıslatıyoruz.Sıcak suyla ıslatmadan önce biraz tuz atıyoruz pirincin kırılmasını engellemek için;) ıslattıktan sonra karıştırıp bekliyoruz.
1-2 saat bekledikten sonra pirinci güzelce yıkıyoruz.pilavı yapıcağımız tencereye yağımızı koyup eritiyoruz ve suyumuzu ilave ediyoruz. Kaynayan suya pirincimizi salıyoruz. Tuzumuzu da koyup kaynamaya başlayınca altını kısıyoruz ve suyunu çekene kadar pişiriyoruz.piştikten sonra 20-25 dk demlendiriyoruz ve servise hazırr...

Çikolatalı Pasta (Çikolata Kalesi)

      

     

      lezzet dergisinden denediğim bu tarif benim ve bu pastayı tadan herkesin favorisi haline geldi :))

  şiddetle tavsiye ediyorum ;) biraz zor gibi görünse de  mükemmel bir pasta bence :)

      Bu pastanın adı "Çikolata Parçalı Pasta" ama ben görüntüsü itibariyle yeni isim buldum  "Çikolata Kalesi" :)) Etrafını saran çikolata parçaları bir kalenin surları gibi...

   Çikolata Kalesi

   

    keki için:

    150 gr tereyağ (oda sıcaklığında yumuşamış)    50 gr kakao (2 yemek kaşığı kakao)

    2\3 su bardağı kaynar su

    1\3 su bardağı kaynar süt

    1 çay kaşığı karbonat

    Bir tutam tuz

    1,5 su bardağı toz şeker

    3 yumurta (oda sıcaklığında)   

    2 su bardağı un

    1 yemek kaşığı vanilya esansı*

   

 *1 paket vanilya kullanabilirsiniz

    çünkü ben öyle yaptım ;)

    Ganajı :

    150 gr bitter çikolata

    150 gr sütlü çikolata

    400 gr fındık kreması

    400 gr soğuk çiğ krema

    Çikolata Kırıkları: 120 gr bitter çikolatayı benmari usulu eritip yağlı kağıt üzerine spatula veya bıçak yardımı ile yayıyoruz.Üzerine tekrar yağlı kağıt koyuyoruz ve ellerimizle bastırarak arada kalan havayı alıyoruz. Yağlı kağıtların arasındaki çikolatayı rulo haline getirip buzdolabında donmaya bırakıyoruz.

     Kekin hazırlanışı: kaynar suyla kakaoyu karıştırıyoruz ve sıcak sütüde ilave edip karıştırıp soğumaya bırakıyoruz. bir kenarda un, vanilya,karbonat ve tuzu beraber havalandırarak eliyoruz. Oda sıcaklığındaki tereyağımızı mikserle 5 dk çırpıyoruz. Sonra şekerimizi ilave ediyoruz çırpıyoruz.Yumurtalarımızı teker teker ekleyip çırpıyoruz. Bu karışıma soğuyan kakao sosunu ilave ediyoruz. daha sonra unlu karışımı ilave edip çırpıyoruz ve kek hamuru hazır. Tarifte 2 ayrı 20 cmlik  yuvarlak kek kalıbı kullanılmış ama ben 40 cmlik bir borcam kullandım. Borcamın etrafını tereyağla güzelce yağlıyoruz ve üzerine kakao serpiyoruz.Kek kalıbını unlamak gibi ;) Sonra kek hamuruzu borcamımıza döküyoruz ve  180 derece ısınmış fırında 25 dk pişiriyoruz. Piştikten sonra oda sıcaklığında soğumaya bırakıyoruz.

    Ganaj: Çikolatalarımızı benmari usulu eritip içine fındık kremasını ekleyip yavaş yavaş karıştırıyoruz. Sonra azar azar soğuk kremamızı ilave ederek karıştırıyoruz. Bu aşamada krema soğuk olduğu için fındık kreması kesilmiş gibi bir hal alıyor korkmayın ;) İyice karıştırarak kremayı yediriyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.

   Kekimizi ortadan ikiye bölüyoruz ve 2 eşit parça olarak kare pastabanlarımız oluşuyor. Kekin bir tanesi servis tabağına oturtuyoruz ve üzerine soğuyan ganajdan sürüyoruz. Üzerine diğer keki yerleştirip etrafını ganajla kaplıyoruz. Daha sonra bir tepsi üzerine çikolata rulolarını açıyoruz ve çikolata kırıkları oluşuyor. Büyük parçaları pastanın kenarlarına yerleştiriyoruz kalan küçüklü parçalarıda pastanın üzerine serpiyoruz. Buzdolabında 1 saat bekledikten sonra servise hazır :))

Keklerimizi vişne suyuyla hafif ıslatabiliriz. Çikolata ve vişne birbirine uyumlu bir çift ;) arasına vişnede koyabiliriz. Ben öyle yaptım çok güzel oldu :))

     

Kış(sebze) Çorbası

 Kış sebzelerinden ve bizim güzel kremamızdan oluşan güzel bir çorba denemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum ;)

   Sebze Çorbası

   Malzemeler:
   1 orta boy kabak
   1 orta boy havuç
   1 orta boy patates

   100 gr margarin veya tereyağ

   2,5 litre kaynamış su
   1,5 adet et bulyon*
   Tuz

   Krema için:
   1 su bardağı süt
   1 yemek kaşığı labne peyniri
   3 yemek kaşığı
 
   *bulyon yerine et suyu kullanabilirsiniz

    Hazırlanışı:
    sebzelerimizi çorbayı yapacağımız tencereye rendeliyoruz. Yağımızı da ilave edip sebzelerimizi kavuruyoruz. Renklerini alana kadar kavurduğumuz sebzelerimize suyumuzu ilave ediyoruz ve biraz daha kaynatıyoruz.Çorba suyumuz kaynarken kremamızı hazırlıyoruz.Süt,un ve labneyi beraber çırpıyoruz vee kremamız hazır :) Bu krema undan dolayı biraz daha kıvam verici ve çiğ kremaya göre biraz daha hafif oluyor. ben genelde kremalı çorbalarda bu kremayı tercih ediyorum.
Hazırladığımız kremayı kaynayan çorbamıza ilave ediyoruz. Tuz ve bulyonuda ilave edip orta ateşte 5-10 dk kaynatıyoruz. ve çorbamız servise hazır ;)
   

pazartesi sendromunu atlatmak...

bir haftasonu daha geçti geçiyor pazar günü de geçiyor derken aklıma kadıköy geldi uzun zaman olmuştu. kadıköy'de garip bir mutluluk duyuyorum. kalabalığın içinden sessiz sakin sokaklarda kaybolmayı seviyorum. Bahariye'deki kalabalığın içinden gelen farklı müzikleri dinlemeyi, kimseye aldırış etmeden yürümeyi...

Eee bide her geldiğimde mutlaka uğradığım her seferinde kendime küçük bir hediye aldığım farklı güzel hediyeliklerin ev eşyalarının olduğu "the company" uğramadan olmazdı. bu klişeleşmiş durumdan vazgeçemezdim ;) ve yine kendime küçük bir hediye aldım :))

belki prense dönüşür :P

     Bahariye'den sonra sıra Moda sokaklarında kaybolmaya geldi. Sakin sessiz huzurlu... 

        bu sessiz sakin sokaklarda gezerken pozitif enerjimizi depoluyoruz...

ve eve dönüş  vakti geliyorr :( Moda'dan  Caferağa'ya doğru yürüyoruz.. Barlar sokağından aşağıya doğru iniyoruz.  inerken aklıma Kadıköy'e geldiğimde bakmadan geçemediğim 2. el kitap ve dergilerin eski sayılarına satan o küçük dükkana uğruyorum. ve birkaç dergi alıyorum.

                                                                                                                                                         tabiki bu dergiler içinde birbirinden lezzetli tarifler içeren yemek dergileri :) Anlıyacağınız gibi denenmek üzere tarifler beni bekliyor...
 
            ve artık metro'nun yolunu tutuyoruz. Bütün haftanın stresini atmış şekilde pazartesi sendromu bile aklıma gelmiyor o derece huzurluyum ;)
             
              eve gelip  akşam çayımı içtikten sonra bilgisayar başına geçiyor ve paylaşıyorummm =))                

arpa şehriye salatası

bu tarifi ister günlerinizde salata, yemeklerinizin yanında garnitür veya pilav yerine bile servis edebilirsiniz  ;)



malzemelerimiz;
2 su bardağı arpa şehriye
4 su bardağı kaynar su
1\2 yeşil soğan
1\2 maydanoz
1\2 dere otu
1 adet orta boy kırmızı(kapya) biber
2 adet orta boy çarliston
4-5 adet kornişon turşu
250 gr mısır konservesi
1 adet limon isterseniz nar ekşiside olabilir
1\3 zeytinyağı
tuz


yapılışı;
ilk önce şehriyelerimizi pişirmekle başlıyoruz.1 su bardağı şehriyeyi tenceremize koyuyoruz şehriyelerimizi kavuracak kadar sıvı yağ koyuyoruz şehriyeler kahverengi olana kadar kavuruyoruz ve sonra kalan 1 su bardağı şehriyeyi ilave ediyoruz. hafif kavurduktan sonra kaynar suyumuzu ilave edip kısık ateşte suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Kısaca şehriye pilavı yapıyoruz. Biraz demlendikten sonra karışımı yapacağımız kaba alıp soğumaya bırakıyoruz. Biberlerimizi ve kornişon turşuyu küp küp doğruyoruz. Soğan, maydanoz ve dereotunuda ince kıyım doğruyoruz. Soğuyan şehriyelerimize doğradıklarımızı ilave ediyoruz. ve salata sosumuzu hazırlıyoruz ben salatanın yağını tuzunu sos olarak hazırlamaktan yanayım. limonun suyunu sıkıyoruz limonu arzu ettiğimiz ekşilik derecesine göre azaltabilir veya çoğaltabiliriz ;) içine yağımızı, nar ekşimizi ve tuzumuzu ilave ederek çırpıyoruz. hazırladığımız sosu salatamızın üzerine gezdirip güzelce karıştırıp servis tabağımıza alıyoruz. afiyet olsun

isterseniz şehriyeleri tek seferde de kavurabiliriz. 2 aşamada yapmamızın sebebi renkli olsun diye;)

ertelemekk..

ertelemek denilince türk milleti olarak üstümüze yok galiba o kadar çok şey ertelemişizdir ki... mesela ben bu blogu 2009 yılında açtım 5 yıldır yazıcam. ara ara girip bişeyler yazıyorum kaydediyorum yayınlamıyorum basit şeyleri bile erteliyoruz. kararımı verdim bundan sonra ertelemicem ertelediklerimizi değil kendimizden  bişeyler kaybediyoruz farkında değiliz! kaybetmemek dileğiyle...

hadi bakalım ertelemek yok :)

yüreğinden başka kimse bilmez yaşadıklarını....

şarkı sözleri gibi.. Unutursun için yana yana aynen öyle için yana yana unutmak değilde alışmak bu. zamanla alışıyorsun yokluğuna... sen alışmaya çalışırken herkes kendince birşeyler söylüyor kendi yaşadıklarına dair ama herkes kendine göre yaşıyor acısını . Çünkü "yaşanan acı kişiye özeldir."

Ve ne kadar alışırsan o kadar özlersin...